Belgrad, tarih boyunca birçok devlet veya topluluk
tarafından kuşatılmış veya kuşatılmaya çalışılmış ama sonunda Sırbistan’a bağlı
özgür bir şehir olarak kalabilmiştir.
Benim Belgrad’ta
ilk durağım şehrinin simgesi olan Belgrad Kalesi (Belgrad Fortress) yani Kalemegdan
idi.
Belgrad Kalesi, Begrad’da görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Kalemegdan, Belgrad
sınırları içinde ve güzel bir manzarası olan içerisinde bir kale ve park
barındıran meydandır. İsminden de anlaşılacağı
gibi Türkçe kökenli bir kelimedir ve genelde kale meydanı olarak akılda
kalmaktadır. Yeşille içi içe geçmiş, güzel manzarası olan ve çiftlerin çokça
dolaştığı bir yer olarak düşünebilirsiniz.
Sava Nehri’ nin
Danube’ ye bağlandığı noktanın tepesinde bulunan Belgrad kalesinin tarihine
bakarsak, kale Romalılar tarafından inşa edilmiş ve IV. Flavian Lejyonu’nun ana
karargâhı olmuştur. Yüzyıllar süren kuşatmalar, savaşlar ve fetihler sonucunda
sayısız kere yıkılmış olan bu kale, her seferinde tekrar yapılmıştır. Şu anki
görüntüsü 18.yy dan kalma olduğu halde, savaşlar yüzünden içerisindeki yapılar
neredeyse tamamıyla yıkık durumdadır. Geriye şahane manzarasından başka
neredeyse hiç bir şey kalmamıştır.
Belgrad Kalesi,
yukarı kasaba , aşağı kasaba ve Kalemegdan Parkı’ndan oluşmaktadır. En çok
ilgiyi de bu park görüyor diyebilirim. Ağaçların gölgesinde dinlenebileceğiniz
banklar var. Ayrıca bu parkın içerisinde çeşitli heykeller, sanat sergileri, hayvanat bahçesi, eğlence parkları ve
hediyelik eşya stantları da mevcut.
Çimlere uzanmış dinlenirken, ağaçların
arasında daldan dala hoplayan sincapların salınışına da şahit olacaksınız. Bu
parkı Belgrad’da gezilecek yerler listenize koyduğunuza pişman olmayacaksınız.
Aşağı kasabada
ise Orta Çağlardan kalma bir şehir merkezi bulabilirsiniz. Çevresi duvarlarla
örülmüş olan bu merkezde bir liman da mevcut . Yine aşağı kasaba sınırları
içerisinde yer alan Kula Nebojsa ( cesaret kulesi ) 1460 yılından, Türk Hamam’ı
18 yy. dan, VI. Carl Kapısı 1736 yılından kalmıştır.
Kalemegdan kalesi Orta Çağ kapıları, Ortodoks Kiliseleri ve İslami kalıntılarıyla,
Belgrad’ın en önemli simgelerinden biridir. İçerisinde Belgrad askeri müzesi
yer alıyor. (Her ne kadar pazartesi gittiğim için kapalı olsa da…) Ve bu müze
içerisinde uçak parçalarından NATO bombalamalarına kadar uzanan bir tarihin
eserleri sergileniyor. Yukarı kasabada yer alan Damat Ali Paşa’nın Türbesi en
çok ilgimi çeken yapılardan biri. Sanırım türbeyi görünce Türklük kanım tuttu.
İnsan bir gururlanıyor. Başka bir ülkeye gidip kendinden bir şeyler görüyorsun…
Ama hiç merak etmeyin Belgrad geneliyle bol bol Türkiye’yi anımsatan bir şehir.
Belgrad için kaç
gün ayırmalıyım diye sorarsanız şayet, ben 2-3 günün yeterli olacağı
kanısındayım. Hem küçük bir şehir hem de
her yer birbirine yakın. Belgrad vize uygulaması olmayan şehirler arasında
görülüp gezilmesi gereken yerlerden biri. Belgrad’ı gezilecek yerler listenize
koyduysanız veya koyacaksanız şimdiden iyi gezmeler.





























